Atatürk’ün Eğitim Hayatı
Atatürk’ün eğitim hayatı bir liderin yetişmesinde çok önemli olmuştur. Çocukluğundan beri ne istediğini bilen ve buna yönelik eylemlerde bulunan Atatürk, küçük yaşlarda subay olmaya karar vermişti. Atatürk’ün subay oluşu aslında ülkesinin içinde bulunduğu zor durumdan çıkabilmesi için bir çözümdü.
Atatürk’ün İlköğretim Yılları
Atatürk’ün eğitim hayatı için ilk önemli eşik ilkokul seçimidir. Annesi Zübeyde Hanım oğlunun geleneksel eğitim alarak yetişmesini istiyordu. Ancak babası Ali Rıza Efendi oğlunun modern değerler alabileceği okullara gitmesini istiyordu. Bu isteğinde özellikle ileride devlet kadrolarında yer bulma olanağının yüksek olması etkiliydi. O dönemde Osmanlı devletinde eğitim kurumları tek bir merkeze veya bakanlığa bağlı değildi. Eğitim kurumları genel olarak ikiye ayrılıyordu; bunlardan ilki ve yaygın olanları dini eğitimin baskın olduğu mektepler, diğerleri de görece daha çağdaş eğitim sunan kurumlardı.
Dini eğitim veren yerlerde katı bir dini eğitim verildiği gibi temel amaç da imam, hoca veya hafız yetiştirmekti. Annesi Zübeyde Hanım oğlunun hafız olmasını çok istiyordu. Dini değerlerine sıkıca bağlı olan Zübeyde Hanım’ın bu isteği ilk başta kabul edildi ve Atatürk ilk olarak mahalle mektebine başladı. Mahalle mektebine başlamasını Mustafa Kemal, çok sonraları verdiği bir röportajda gazeteci Ahmet Emin Yalman’a şu şekilde anlatacaktı:
“Çocukluğuma yönelik hatırladığım ilk şey, okula gitmek konusuna dairdir. Bundan dolayı annem ve babam arasında şiddetli çatışmalar olmuştu. Annem, ilahiler ile okula başlamamı ve mahalle okuluna gitmemi istiyordu. Gümrükte memur olan babam ise o zaman yeni açılan ve yeni yöntemleri tatbik eden Şemsi Efendi okuluna gitmemi istiyordu. Neyse ki babam işi ustaca çözdü. İlk önce alışılmış törenle mahalle mektebine başladım. Bu sayede annemin gönlü yapıldı. Birkaç gün sonra ise mahalle mektebinden çıktım ve Şemsi Efendi okuluna kayıt edildim.”
Atatürk’ün Şemsi Efendi okuluna başlaması kendisinin yetişmesi açısından önemli bir fırsat olmuştur. Çünkü okulda dönemine göre oldukça ileri sayılacak öğretmenler bulunuyordu. Burada bulunan öğretmenler Atatürk’ün ufkunun genişlemesi için katkılar sunacaktı.
Küçük Mustafa’nın babası Ali Rıza Efendi vefat edince, anne Zübeyde Hanım ekonomik olarak zor dönemler yaşamaya başladı. Bunun için de kardeşi Hüseyin Efendi’nin yanına, köye dönmek zorunda kaldı. Atatürk burada çiftlik işleri ile uğraşacaktı. Ancak okumayı çok istediği için buna bir çözüm bulunması da gerekiyordu. Bir ara bölgede bulunan Rum okullarından birisine verilmek istendi ama bundan vazgeçildi. Sonrasında annesi tarafından Selanik’e götürülerek Hacı Şükrü Efendi Mülkiye Rüştiyesi’ne kayıt edildi. Ama bu okulda öğrencilere en ufak bir kusurlarında dayak atılıyordu. Bu durumdan rahatsız olan Zübeyde Hanım oğlunu okuldan aldı.
Bu dönemde Atatürk’ün aklında subay olma fikri hepten yer tutmaya başlamıştı. Annesi bunu istememesine rağmen komşusu Binbaşı Kadri Bey’in yardımcı olması ile birlikte Atatürk, askeri rüştiye sınavlarına girerek kazandı ve 1893 yılında Selanik Askeri Rüştiyesi’ne kayıt oldu.
Atatürk’ün Lise Yılları
Atatürk’ün lise yılları ortaokulda askeri okul mezunu olduğu için yine askeri okul üzerinden devam edecekti. Bunun için ise dönemin en iyi okullarından olan Manastır Askeri İdadisi sınavlarına katılır ve sınavı kazanarak okula kayıt olur. Okul burslu ve yatılıdır. Mustafa Kemal artık annesinden uzakta kalacaktır. Lise özellikle dönemine göre ilerici sayılacak öğretmenleri içermektedir. Mustafa Kemal’in dünya görüşünün şekillenmesinde lisedeki hocalarından aldığı dersler etkili olacaktır. Burada Ömer Naci gibi Batı dünyasını iyi bilen öğretmenlerinden etkilenecektir. Vatan, milliyetçilik ve özgürlük düşüncelerini öğrenerek liseden 1899 yılında mezun olacaktır.
Atatürk’ün Harp Okuluna Girişi
Atatürk’ün Harp Okuluna girişi subay olması için son adımdır. 13 Mart 1899 tarihinde 1283 apolet numarası ile okula kaydı yapılır. Burada önce 3 yıl Harp Okulu, sonrasında yine 3 yıl Harp Akademisi eğitimi alacaktır. İstanbul’da sürdürdüğü harp okulu yıllarında Mustafa Kemal idealist, vatansever, milliyetçi birisi olarak yetişecektir. Özellikle Batı dünyasını anlaması, yabancı dil seviyesini çok iyi hale getirmesi, Jön Türkleri yakından takip etmesi gibi etmenler ileride atacağı adımların işareti olacaktır. 1905 tarihinde akademiyi beşinci olarak bitiren Mustafa Kemal, sonrasında hemen göreve başlayacaktır. Vatan kavramı fikrinin iyice şekillendiği eğitim hayatı kendisinin ileride atacağı adımların nasıl olması gerektiğine dair sağlam temeller oluşturmuştur.