Atatürk’ün Devlet Adamlığı
Atatürk’ün devlet adamlığı şüphesiz ki kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti ile en üst noktadır. Ancak bunun yanında olayları iyi kavraması, alınacak kararları önceden hesaplaması, zamanın ruhunu yakalayıp geleceğe dönük olarak hareket edebilmesi devlet adamlığının önemli göstergelerindendir. Adeta kişiliği ile bütünleşmiş olan Atatürk’ün devlet adamlığı tarihteki rolünü de belirlemiştir.
Atatürk’ün Liderlik Vasfı
Atatürk’ün liderlik vasfı onun devlet adamlığını belirleyen en önemli noktalar arasında yer alır. Kamu yönetimi açısından lider olarak adlandırılan kişiler bir ülkü uğrunda art niyet olmadan kendilerini adayan insanlar olarak gösterilebilir. Başka bir ifade ile liderlik özelliği plan ve kararları eyleme geçirebilme özelliği taşır. Liderlik tanımı gereği sadece kendi yaşamı için değil, başka insanlar için de karar alabilmektir. İnsanları etkileyebilme, onlar için yararlı eylemlerde bulunma ve kendi çıkarlarını gözetmemek liderlik özellikleri arasındadır.
Özellikle liderlik karizma kavramıyla da iç içedir. Lider vasfı mutlaka karizma ile birlikte olmalıdır aksi halde eksik kalacaktır. Karizma ifadesi kitleleri etkileyebilme, söz geçirme ve zekâ ile ilgilidir. Bunun yanında kimi uzmanlara göre fiziksel özellikler de karizmayı etkiler.
Atatürk’ün devlet adamlığı özellikleri arasında en önemli kavramlar liderlik ve karizma kavramlarıdır. Gerek duruşu gerekse de fikirleri ile birlikte sadece Türk tarihi içinde değil, dünya tarihinde de lider olarak kabul edilir. Devlet kurmak, reformalar yapmak, önemli yeniliklere imza atmak, yıkılmakta olan bir ulusun tekrar ayağa kalkmasını sağlamak gibi özellikler liderlik vasfına işaret eder. Bunun yanında kendisinin kabul edilmesi, söylediklerinin takip edilmesi gibi özellikler de karizmatik özelliğini tanımlamaktadır.
İlgili İçerikler
Atatürk’ün Üniversite Hayatı
Atatürk’ün Devlet Adamlığının Özellikleri
Atatürk’ün devlet adamlığının özellikleri için farklı etmenler bulunur. Kendisine lider vasfını kazandıran özellikleri devlet adamlığını da ortaya koymaktadır.
Karar Verme Özelliği
Atatürk’ün devlet adamlığı özellikleri arasında karar verme özelliği öne çıkar. Hızlı, kesin ve doğru kararlar verme konusunda yetkindir. Ancak aldığı kararların hesaplamasını daha önceden mutlaka yapmış durumdadır. Yaptığı kararların hayata geçirilmesinde isabetli davranmak ancak bunun hesaplarının daha önceden yapılması ile mümkün olmaktadır. Karar almak aynı zamanda bir konuda cesur olmayı da gerektirdiği için Mustafa Kemal’in karar alma özelliğinin cesaret ile iç içe olduğu da görülür. Örneğin Büyük Taarruz için karar alırken cesaretinden yararlanmıştır. Yine cephede aldığı her kararın cesaret ve planlama becerisi ile eş değer tutmak gerekir. Aldığı etkili ve çabuk kararlar kendisinin subay olarak yükselmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanı olduğu dönemde ise yine bu türden kararlar reform ve yeniliklerin kısa süre içinde hayata geçirilmesinde etkili olmuştur. Normal koşullarda yeni bir devlette oluşması çok zaman alabilecek karar ve durumlar, Mustafa Kemal’in fikirlerinde ısrarcı tutumu ile kısa sürede gerçekleşmiştir. Bu sayede önemli zaman kazancı mümkün olmuş, reformların kabul edilmesi kolaylaşmıştır.
Çalışkanlık Özelliği
Atatürk’ün devlet adamlığı kişiliği arasında bir diğer özellik de çalışkanlık olarak öne çıkar. Mesai kavramı bilmeyen Atatürk, yapacağı işi tamamlayıncaya kadar çalışma gösterirdi. Bu özelliği çocukluk yıllarından başlayarak yaşamının son dönemlerine kadar sürmüştür. Savaş yıllarında cephede bile çok az uyuyarak kararlar alan Mustafa Kemal, aynı şekilde Cumhuriyet kurulduktan sonra da çalışma azmini göstermiştir. Yeni kurulmuş devletin işleyişinin oluşturulması, yapılacakların belirlenmesi, dil, tarih, kültür, ekonomi, askeri gibi konular üzerinde çalışmalar yapılması Atatürk’ün çalışkan kişiliğini yansıtır. Hastalığının arttığı yaşamının son dönemlerinde bile doktorların tüm tavsiyelerine rağmen dinlenmek yerine çalışmayı seçmiş, hem il ziyaretlerini hem de gerçekleştirilmesi gerekenleri aksatmadan yapmıştır. Konuyla ilgili Atatürk’ün her zaman çevresindekilere “Hayat çok kısa,” dediği aktarılmaktadır.
Gerçekçi Oluşu
Atatürk’ün liderlik özellikleri arasında devlet adamlığı ile ilgili olan önemli kısımlardan birisidir gerçeklikten haberdar olmasıdır. Atatürk, tüm liderler gibi bir ülküye bağlıdır ancak ülküsünün gerçekçi oluşuna dikkat etmektedir. Çünkü gerçekçi olmayan idealler ancak fikir olarak kalacaktır. Hiçbir işini şansa ya da benzeri söylemlere bırakmayan Atatürk, attığı adımların sonuçlarının ne olacağını kestiriyordu. Bu sayede de gerçekleşmesi olanaksız olan olayları denemek yerine gerçekçi adımlar atarak sonuca ulaşıyordu. Yaşadığı dönemin ve ülkenin sosyokültürel ve ekonomik şartlarını gayet net olarak değerlendirmesi sonucunda devlet yönetimine dair aldığı tüm kararlarda gerçekçi tutumu görülür. Özellikle bilime ve bilimsel konulara verdiği önem de kendisinin gerçekçi olmasını sağlamıştır. Atatürk mucize bekleyen birisi değildi ve mucize olarak adlandırılacak durumları ancak insanların kendilerinin başarabileceğini düşünürdü. İç ve dış politikada aldığı tüm kararlar dönem şartları çerçevesinde gerçekleşmiştir. Gerçekliğe uygun düşmeyecek konuları dışlayarak akıl ve bilimi esas alarak hareket etmiştir.
İleri Görüşlülüğü
Atatürk’ün ileri görüşlülüğü devlet adamlığı üzerinde çok etkili olmuştur. İleri görüşlülük kavramı olayları mevcut zamandan bağımsız, ileriye dönük olarak yorumlayabilmek anlamına gelmektedir. Bu sayede alınan kararlar daha etkili ve verimli sonuçlar yaratmaktadır. Subay olduğu dönemde aldığı kararlar salt şimdiye yönelik değil aynı zamanda ileriyi de hesaplayacak sonuçlar içeriyordu. Böylece askeri anlamda her zaman önemli başarılar elde etmiştir. Cumhurbaşkanı olduğu dönemde de ülkenin gerekliliklerini, ileriye dönük neler yapılması gerektiği gibi konulara yönelik ileri görüşlülük göstermiştir. Örneğin ekonomi anlamında İzmir İktisadi Kongreleri ekonominin ilerleyen yıllarda nasıl işlemesi ve hangi çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini göstermiştir. Eğitim, kültür ve diğer alanlarda aldığı kararlar da yine ileri görüşlülük özelliğinin bir parçası haline gelmiştir.
Vatan ve Millet Sevgisi
Atatürk’ün devlet adamlığı için önemli kavramlardan birisi de vatan ve millet sevgisidir. Bu sayede aldığı tüm kararları, attığı tüm adımları herhangi bir menfaat gözetilmeden gerçekleştirmiştir. İstediği tek şey Türkiye’nin çağdaş ülkeler seviyesinde güçlü bir ülke olabilmesidir. Güçlülüğü sadece askeri anlamda değil ekonomi, eğitim, kültür, teknoloji ve bilim gibi alanlarda da istemektedir. Atatürk’e göre “millete efendilik yoktur, hizmetkârlık vardır,” görüşü baskın olmalıdır. Çok çeşitli konuşmalarında her zaman vatan ve millete yönelik sevgisini dile getirmiş, devletin hiçbir zaman vatandaşları ile bağını koparmaması gerektiğini vurgulamıştır. Milliyetçilik açısından ırkçı bir yaklaşım değil, Türkiye’de yaşayan herkesi sahiplenici tutumu söz konusu olmuştur. Onun milliyetçiliği Türkiye’de yaşamakta olan ve Türkiye’yi sahiplenen herkes için geçerlidir.
İdealist Özellikleri
Atatürk’ün kişiliği için idealizm yani ülküleri de önemlidir. Ancak idealist oluşu kendisini hayal kuran olarak değil, istediklerini gerçekleştirmek için etkili adımlar atmak isteyen birisi konumuna getirir. Başka bir ifade ile Atatürk, idealleri bile ancak gerçekleşmesi mümkün olanlar çerçevesinde benimser. İdealleri sayesinde geleceğe daha umutlu bakabilir, yeni kararlar alabilir ve her şeyden önemlisi büyük işlere kendisini adayabilir. Çağının çok ilerisinde olması ve olayları bir bütün olarak değerlendirmesi idealist özelliğinden kaynaklanır. Bu sayede ileriye dönük etkili kararlar almasının yanında bu kararların nasıl hayata geçirileceği üzerinde de durur. Onuncu Yıl Nutku’nda idealist olmanın etkileri görülmektedir. Konuşmasında “Yaptıklarımızı asla yeterli görmemeliyiz. Çok daha büyük ve fazla işler yapmak zorundayız. Bunun için de yurdumuzu en mamur ve en medeni ülkeler seviyesine çıkaracağız,” ifadeleri kendi ülküsünün ne olduğunu açık şekilde göstermektedir. İdealini yani ülküsünü yitirmiş rejim veya milletlerin varlık gösteremeyeceğini konuşmalarında yenilemiştir.
Bu özellikler onun sadece Türk tarihi için değil dünya tarihi için de örnek bir lider ve devlet adamı olmasını sağlamıştır.